17 Ekim 2017 Salı

Türkiye'de Yaşanan Hortum Kavramı

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde denizde oluşup karaya ilerleyen hortum hem korkuttu hem hortum sayısındaki artışı düşündürttü. Uzmanlara göre, önümüzdeki yıllarda afetler daha sık yaşanacak. Peki acaba Türkiye’de hortumlar gerçekten artıyor mu?

Özellikle ABD'de yaşanan hortumlar, son yıllarda Türkiye'de de görülüyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü'nden Araştırma Görevlisi Deniz Bozkurt, son yıllarda hortum vakalarının arttığını söyledi.

Deniz Bozkurt, hortum konusunda bir yazı kaleme aldı. Bozkurt'un yazısı şöyle;

Basitçe güçlü hava akımlarıyla oluşan şiddetli rüzgârların neden olduğu siklonal girdap olarak tanımlayabileceğimiz hortum (tornado) kelimesinin kökeni, İspanyolca’da sırasıyla gökgürültülü fırtına ve dönüş anlamına gelen “tronada” ve “tornar” kelimelerine dayanıyor.

Saatte yüzlerce kliometrelik hıza ulaşabilen hortumların, oluşma mekanizması henüz tamamen çözülebilmiş değil. 

Bir hortumun meydana gelmesi için nemli bir ortamda ani olarak değişen sıcaklıkla beraber fırtına bulutlarının oluşması gerekiyor. Bu da atmosferin yüzeye yakın yerlerinde sıcak ve nemli bir hava kütlesi ile atmosferin üst kısımlarında soğuk ve kuru bir hava kütlesinin var olduğu anlamına geliyor.

Alttaki nemli ve sıcak hava kütlesi yükselip üst seviyelerdeki soğuk hava kütlesi ile karşılaştığında türbülanslı (çalkantılı) rüzgârlar oluşur ve bu iki kütle arasındaki hava, şiddetli rüzgârlar eşliğinde dönmeye başlar. Sıcak ve nemli havanın enerjisi bu akıma sürekli olarak pompalandığı için, kısa zaman içinde çok güçlü bir dönme hareketi ile birlikte sıcak hava yukarıya doğru taşınır ve bu esnada yukarıdaki soğuk hava batmaya başlar. Oluşan bu vorteksin momentumu yeterince büyük olduğunda, huni şeklindeki oluşum bulut tabanından yere doğru iner.

SON BİRKAÇ YILDA ARTTITürkiye’de hortum olaylarının sayısı ve sıklığı konusunda referans alabileceğimiz bir veri tabanı yok. Merkezi Almanya’da bulunan Avrupa Şiddetli Fırtınalar Laboratuvarı’na (European Severe Storms Laboratory) ulusal kurumlardan, gönüllü gözlemci ağlarından ve yazılı haberlerden/raporlardan gelen bilgiler; güvenilir bir şekilde yer ve zaman tespiti yapılmış fotoğraf ve video gibi görsel malzemeler, yazılı medya haberleri ve meteorolojik bilgiler aracılığıyla kontrolden geçiriliyor. Bu veri sistemindeki güvenilir kaynaklar tarafından doğrulanmış veriler ışığında Türkiye’de 2000-2010 arası oluşan hortum sayısının özellikle son birkaç yılda az da olsa arttığı görülüyor.

Meydana gelen bu hortumların büyük bir kısmının yıl içindeki oluşumuna ve coğrafi dağılımına baktığımız zaman, hortumların daha çok Akdeniz kıyılarında oluştuğunu görüyoruz. Bununla beraber Karadeniz kıyılarında ve Anadolu Platosu’nda da hortumlar oluşabiliyor. Akdeniz kıyılarındaki hortumlar ekim-mart döneminde oluşurken, Karadeniz kıyılarında ise daha çok yaz sonunda ve eylülde oluşuyor. Anadolu Platosu’nda oluşum mayıs ve haziran aylarında fazla. Bu coğrafi dağılımı berlirleyen en önemli faktörler deniz etkisi, siklonlar ve topoğrafya. Ekim-mart arası Akdeniz civarında siklonların en yoğun olduğu dönem ve bu dönemde Akdeniz’in yüzey sıcaklığı nispeten daha ılık olduğu için, üst seviyelerdeki soğuk hava akımıyla beraber deniz yüzeyinden pompalanan sıcak ve nemli hava hortum oluşumunu kolaylaştırıyor. 

SEBEP KÜRESEL ISINMA DEĞİLBenzer durum, deniz yüzey sıcaklığının ağustos ve eylül aylarında en yüksek olduğu Karadeniz kıyıları için de geçerli. Bu aylarda başlayan siklonik aktiviteler ile yukarı enlemlerden taşınan soğuk hava akımı, bu civarlarda da daha çok deniz kökenli hortum oluşumlarını tetikleyebiliyor. Anadolu Platosu’nda ise durum biraz farklı. Mayıs ve Haziran aylarında yüzeye gelen güneş enerjisinin artmasıyla beraber, zaten yüksek bir plato olan yerler çabucak ısınıyor. Daha öncesinden eriyen karların etkisiyle, yüksek olan toprak neminden ötürü açığa çıkan buharlaşma enerjisi de yüksek oluyor. Bu enerji ve atmosferin üst kısımlarındaki serin hava neticesinde meydana gelen güçlü konvektif bulutlar, küçük alanlarda hortumlar yaratabiliyor. Buna ek olarak, yüksek topoğrafyaya rağmen, güçlü Akdeniz siklonlarının getirdiği nemli ve sıcak hava, yukarı enlemlerden inen soğuk havayla karşılaştığında da Anadolu Platosu’nda hortumlar oluşabiliyor.

Hortumlar “küresel ısınmadan” veya “dünyanın dengesinin bozulmasından” dolayı oluşmuyor. İklim değişikliği diğer aşırı doğa olaylarının birçoğunda olduğu gibi, hortumların sıklaşmasında da akla gelen ilk nedenler arasında. Ancak yeteri kadar belgelenmiş olmamaları ve küçük alanlarda, saniye ve dakika kadar kısa zaman ölçeklerinde oluşmaları, hortumlar ile iklim değişikliği arasında bir ilişki kurmayı güçleştiriyor.

türkiyede büyük bir hortum ile ilgili görsel sonucu 

İlgili resim

Antalya - Manavgat Orman Yangını

Manavgat cehennemi yaşıyor. Tarihinin en büyük ve zarar verici orman yangınını yaşayan Antalya'da; 4 bin hektar kül oldu, evler yandı, hayvanlar telef oldu. 
ANTALYA - Milyonlarca turistin her yaz pırıl pırıl güneşe ve denizine koştuğu Antalya, bu kez gerçekten alev alev yanıyor.   Manavgat’ta önceki öğle saatlerinde başlayan ve Köprüçay rafting merkezinin yanından geçen orman yangınında 10 bin hektarlık (yaklaşık 20 bin futbol sahası büyüklüğünde) kızılçam alanı kül oldu. Antalya’nın gördüğü en büyük yangın olarak açıklanan Manavgat yangınında dört köy boşaltıldı, köy ve mahallelerde onlarca ev yandı. Orman?Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, “Ateş dağı 1-2 saatte küle dönüştürdü. Dağ bomba gibi patladı. Türkiye’de ilk kez bu tür bir yangın görüldü” dedi.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise ilerleyen saatlerde yaptığı açıklamada, Antalya’nın Manavgat ve Serik ilçeleri arasında 31 Temmuzda başlayan orman yangınının, üç nokta hariç olmak üzere "kısmen, büyük ölçüde" kontrol altına alındığını bildirdi.

NASIL BAŞLADI?

Çanakkale’de 500, Adana’da 100 -150 hektar alanı kül eden yangın yeni sönmüşken, Türkiye’nin ciğerlerini yakan bir yangın haberi Antalya’dan geldi. Manavgat ilçesi Taşağıl beldesine bağlı Karabük Köyü yakınlarında başlayan orman yangını, büyüyerek sürüyor. Kızılçam ağaçlarının bulunduğu ormanda etkili olan yangın, poyrazın etkisiyle rafting bölgesi Köprüçay’ın bulunduğu Beşkonak’ın yanından geçerek Serik ilçesinin Akbaş Köyü’ne yöneldi. Havadan müdahaleye hava karardığı için ara verilmesinin ardından rüzgârın da etkisiyle büyüyen yangın, geniş bir alanı kuşattı.

2 bin kişilik ekip
Söndürme çalışmalarına Eskişehir, Kütahya, Denizli, Konya’dan takviye ekipler gönderildi. Hava karardığı için ara verilen havadan müdahale çalışmaları, dün sabah tekrar başlatıldı. Yangına altı helikopter, beş uçak, 100 arazöz, 250 araç, 500 orman işçisi, köylü ve askerlerle birlikte 2 bin kişinin müdahale ettiğini belirten Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuş, dört köyün ve mahallelerinin boşaltıldığını ifade etti.  Tahliye edilen Akbaş Köyü’ne bağlı 25 haneli Karataş Mahallesi’ndeki evlerin tamamı ve yine aynı köye bağlı Sarıboğan Mahallesi’ndeki 15 ev yandı.

‘Dağ bomba gibi patladı’
Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, durumun vahametini şu sözlerle dile getirdi: “Acımı ifade edecek kelime bulamıyorum. Hayatım yangınların içinde geçti ama böyle bir manzara hiç görmedim. Tüm yangınlarda böyle bir manzara olmasın diye uğraştık. Ancak burada arazi şartlarından dolayı başaramadık. Alevlerin Köprüçayı’nı geçmeyeceği varsayımıyla hareket ettik ancak bir anda 1 kilometre kadar atlayan ateş, dağı 1-2 saat içinde küle dönüştürdü. Dağ, bir bomba gibi patladı. 20 kilometre genişliğinde ve 15 kilometre derinliğinde bir alana yayıldı. Bu tür bir yangının Türkiye’de ilk kez olduğunu söyleyebilirim.İnsanlar doğal olarak, önce evlerindeki yangının söndürülmesini istiyor. Mecburen her bir köye arazöz gönderiyoruz. Hatta kimi zaman arazözlere vatandaşların haksız el koymalarına bile sesimizi çıkarmadık.”
Vali Vekili Hasan Özhan, yangının yüksek gerilim hattının tellerinin rüzgârın etkisiyle birbirine temas etmesi sonucu oluşan elektrik akımından çıktığını söyledi. Özhan, “Şu an yangına yapacak bir şey yok. Yarın (bugün) sabah rüzgârın azalacağını tahmin ediyoruz, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü pazar günü tamamen rüzgârın etkisini kaybedeceğini belirtiyor” dedi. 

‘Her yerde ihmal var’
Komutayı akşam saatlerinde Kurtulmuş’tan devralan Orman Genel Müdürü Osman Kahveci de şunları söyledi: “Son iki - üç gündür ciddi büyüklüklerde yangınlar oldu. Aynı gün Çanakkale, Adana ve Antalya’da büyük çapta, Türkiye çapında ise 10- 15 yerdeki yangınlarla mücadele ettik. Bunlar sadece orman teşkilatıyla sönmez. Her yerde ihmal var. Buradaki yangının çıkış noktasının açık alan olduğunu gördüm. Bir sigara atsanız hemen yangın çıkacak ortam olduğu belli. Şiddetli rüzgâr çok hızlı bir şekilde yangında kıvrım yaratıyor. Yangın 1 kilometre öteye sıçrama yapıyor. İnsanımızın canı ve malı, yerleşim yerlerinin zarar görmemesi ilk politikamız. İlk etapta köylerimizin korunması için strateji geliştiriyoruz. Yangının büyümesinin temel nedenlerinden bir tanesi yerleşim yerlerini korumaya ağırlık vermemiz. Nasıl bir cephede savaşılır, biz de öyle savaşıyoruz. Mermimiz su. Türkiye’deki hava gücümüzün yarısı burada. Bu yangın sadece orman teşkilatının gücüyle sönmez.”

Son büyük yangın 1997’deydi
 Orman Bölge Müdürlüğü Basın Sözcüsü Aydoğan Türedi, Manavgat yangınını,  ‘Antalya tarihinin en büyük ve zarar  verici yangını’ olarak niteledi. Antalya tarihinin bundan önceki en büyük orman yangını 21 Haziran 1997’de meydana gelmişti. Üç gün süren bu yangında 1715 hektar kızılçam yok olmuştu. (dha, aa)

Anons: Hemen uzaklaşın...
Antalyalılara yardım çağrısı: Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi, üyeleri ve vatandaşlara yardım çağrısında bulundu ve söndürme çalışmalarına destek için Antalya’dan otobüs kaldırdı.  
Aspendos korkusu: Antalya’nın gördüğü en büyük orman yangını Serik’e 5 kilometre kadar yaklaşırken, 2 bin yıllık Aspendos Antik Tiyatrosu’nu da tehdit etti. Ancak rüzgâr daha sonra yön değiştirdi.
Kızılay bölgede: Kızılay bölgede çadır kurup gıda ve battaniye dağıttı.
 Okullar evsizlere açıldı: Valilikte oluşturulan Kriz Masası, bölgedeki tüm okulları evinden ayrılan vatandaşların kullanımına açtı. Alevler köye geri döndü: Jandarma, vatandaşlardan evlerin yandığı Serik’in Karataş köyünün tamamen boşaltılmasını istedi. 
Jandarma anonslarında, alevlerin yeniden Karataş’a ilerlediğini belirtilerek, “Köyü terk edin. Ana yoldan Sarıabalı köyüne ilerleyin” denildi.
Enkazda iki kayıp arandı: Karataş Köyü’nde kayboldukları bildirilen Ali Deniz ile Osman Kahya’nın yanan evlerinin enkazında yapılan aramada sonuç alınamadı.  
Sabotaj yok: Orman Genel Müdürlüğü, çıkan orman yangınlarının sebeninin Orman Bölge Müdürlükleri ve kolluk kuvvetlerince belirlendiğine dikkat çekerek, bu yıl çıkan yangınların daha çok yurttaşların ihmalinden kaynaklandığı, sabotaj vakasına rastlanmadığını bildirdi.

türkiye'deki en büyük orman yangını ile ilgili görsel sonucu 

türkiye'deki antalya orman yangını ile ilgili görsel sonucu

Türkiye'de Meydana Gelmiş Büyük Heyelanlar

1985 BATI KARADENİZ HEYELANLARI:Aşırı kar yağışlı kış mevsiminden sonra bahar başlangıcında karların ani erimesi sonucu Zonguldak,Kastamonu ve Sinop illerinde yaklaşık 1684 konutu etkileyen heyelan olayları meydana gelmiştir.
23.06.1988 ÇATAK HEYELANI:
 Trabzon-Maçka-Çatak mevkiinde meydana gelen heyelanda 46 kişi hayatını kaybetmiştir.
21.07.1988 RİZE HEYELANLARI
: Rize iline bağlı 3 ilçeyi etkileyen taşkın ve heyelan olayları meydana gelmiştir. Heyelandan 3 kişi hayatını kaybetmiştir.
19/20.06.1990 TRABZON-GİRESUN-GÜMÜŞHANE HEYELANLARI
:Her üç ilde 65 kişinin ölümüne ve büyük maddi kayıplara yol açan heyelan ve taşkın olayları meydana gelmiştir.
13.07.1995 SENİRKENT ÇAMUR AKMASI
: Isparta - Senirkent ilçesinde meydana gelen çamur akması olayında 74 kişi hayatını kaybetmiştir.
20/21.05.1998 BATI KARADENİZ HEYELANLARI
:Karabük, Bartın, Zonguldak ve Bolu illerinde 1330 konutu etkileyen heyelan, 5500 konutu ve işyerini değişik derecelerde etkileyen taşkın olayları meydana gelmiştir.
07/08.08.1998 TRABZON-BEŞKÖY HEYELANI
: 50 kişi hayatını kaybetmiş, 100 konut yıkılmıştır.
23/24.07.2002 RİZE HEYELANLARI:
 Selamet köyünde 20 olmak üzere toplam 27 kişinin öldüğü heyelan olayları meydana gelmiştir.
17.03. 2005 SİVAS-KOYULHİSAR İLÇESİ SUGÖZÜ KÖYÜ KUZULU HEYELANI: Sivas-Koyulhisar-Sugözü Köyü-Kuzulu Mahallesi‘nde yaşanmıştır. 17.03.2005 tarihinde Saat: 10:30 sularında meydana gelen heyelan olayında 15 kişi hayatını kaybetmiştir.


türkiye'de heyelan olayları ile ilgili görsel sonucu  

türkiye'de heyelan olayları ile ilgili görsel sonucu

Artvin 'de İlginç Bir Sel

Facianın boyutları gün ışıyınca ortaya çıktı  

Açıklama  Artvin’de yaşanan sel faciasının boyutları, gün ışıyınca ortaya çıktı .
Aşırı yağışların vurduğu şehirde yaşanan seller ve heyelanla bazı evlerin çökmesi sonucu tam 8 kişi hayatını kaybetti. Faciadan en çok etkilenense Hopa’ydı. İlçede yıkılan ve 1 kişiye mezar olan 4 katlı binanın enkaz yığınına döndüğü görüldü.
İlçenin Kuledibi Mahallesi’nde tek başına kalan Nermin Demirci, heyelan sonucu yıkılan 4 katlı evin altında kalarak hayatını kaybederken, olaya tanık olan Yukarı Kuledibi Mahallesi Camii imamı Mustafa Yılmaz, her şeyin bir anda olup bittiğini belirterek, “Olay akşam saat 11.30 sıralarında oldu. Kuvvetli yağmur yağıyordu, ırmak tamamen sularla doldu. Çay bahçesinin başından heyelanın anında gelmesiyle 1 saniyede bu gördüğünüz 4 katlı evi yerle bir yaptı. Evde tek bir kişi vardı. Benim de ahırım yıkıldı hayvanlarım içinde mahsur kaldı. Telef olmaktan son anda kurtardık. Ölen teyzemize Allah rahmet eylesin, çok üzüldük. Binanın yıkılışına tanık oldum. 1 saniyede ev yıkıldı. Arama kurtarma ekipleri geldi ve evdeki teyzemizi evin salonunda buldu, çıkardı” dedi.Kentte etkisini azaltsa da yağışların bugün de devam edeceği öğrenildi .
METEOROLOJİ DÜN GECE UYARDI
METEOROLOJİ Genel Müdürlüğü, gece sel ve heyelan felaketinin yaşandığı Artvin için halen devam eden yağışların önümüzdeki 3 saat boyunca aralıklarla kuvvetli olmasının beklendiğini açıkladı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada "Trabzon radarından alınan son görüntülere göre, Artvin’in kıyı ilçelerinde devam eden sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, önümüzdeki üç saat süresince Hopa, Borçka ve Arhavi çevrelerinde aralıklarla kuvvetli olması beklendiğinden meydana gelebilecek sel, su baskını, heyelan, yıldırım, ulaşımda aksamalar vb olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi.
Artvin'de 50 yılın sel felaketi: 8 ölü, 17 yaralı
Artvin’i sel vurdu... Bazı noktalarda metrekareye 265 kg yağış düştü.
 Felakette ölenlerin sayısı 8'e yükselirken, kayıp 1 çocuğun aranmasına bu sabah yeniden başlandı.Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Hopa'da incelemelerde bulunurken, Meteoroloji'nin şiddetli yağış uyarısı yaptığını, 4 aylık yağışın 6 saatte düştüğünü söyledi.
Artvin’in Arhavi, Hopa ve Borçka ilçelerinde önceki gün saat 21.00 sıralarında başlayan yoğun yağmur, sabaha kadar devam etti. Yağış sonucunda bölgedeki dereler taştı, heyelanlar meydana geldi. Özellikle metrekareye 265 kilogram yağışın düştüğü Hopa İlçesinde büyük yıkım yaratan sel nedeniyle, Hopa’nın Rize, Artvin ve Sarp Sınır Kapısı ile bağlantısı kesildi. Karadeniz Sahil Yolu’nda ulaşım uzun süre sağlanamazken, akşam saatlerinde tek şeritten kontrollü olarak verilmeye başlandı.
ÖLÜ VE KAYIP KİMLİKLERİ
Hopa'daki sel felaketinde ölenlerin sayısı 8’e yükselirken, 1 kişinin hala kayıp olduğu belirtildi. Buna göre Hopa’daki selde ilk belirlemelere göre Hacer Kara (56), Altan Kara (60), Funda Toksoy (41), Sabri Acıbadem (41), Nermin Demir (59), Emniyet Gedik (55), Ünsal Gedik (41), Erdal Eren Gedik (17) hayatını kaybetti. Hopa’da sel sularında kaybolduğu ileri sürülen 5 yaşındaki Taha Su’nun aranmasına ise sabahın ilk ışıkları ile birlikte devam ediliyor.
 Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Hopa’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle ilgili incelemelerde bulunmak üzere geldi. Hopa Devlet Hastanesi’nde tedavi gören yaralıları ziyaret eden Bakan Eroğlu, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından bölgede yağış olacağı konusunda Pazar günü bir uyarı gönderildiğini vurgulayarak şöyle dedi:
SON 50 YILIN EN BÜYÜK YAĞIŞI
 Hopa Belediye Başkanı Nedim Cihan, ilçede son 50 yılın en fazla yağışının meydana geldiğini belirterek, "Gerçekten çok büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Ben Hopa'ya bu kadar yağış düştüğünü hatırlamıyorum. Tüm ekiplerimizle kapalı yollarımızı açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
 "4 AYLIK YAĞIŞ, 6 SAATTE YAĞDI"
 "Şiddetli yağış olacağını ifade etmiştik. Hatta belediyemiz ve kaymakamlık vatandaşı ikaz etmişti. Gerçekten yaptığımız tahminlere göre şiddetli yağış bekliyorduk. 6 saatte 250 milimetre gibi; bakın Türkiye’de bir yılda yağanın 640 milimetre olduğunu düşünürsek, 4 aylık yağış 6 saatte yağdı. Kuvvetli bir yağış. Bütün ekiplerimizle buradayız. Yaraları saracağız. Ama tabi maalesef heyelandan dolayı toplam hayatını kaybedenlerin sayısı 8. Bir de yavrumuz var kayıp. Onun da muhtemelen denize kadar gittiğini kabul ediyoruz. Onu da sabahleyin ekipler aramaya başlayacak. Muhtemelen 9 tane hayatı burada kaybettik."
500 YILDA BİR...
 Yağışın çok şiddetli olduğunu ifade eden Eroğlu, "12 saatte saatte 250  milimetre, metrekareye 255 kilogram yağış düştü. Bu gerçekten bizim hesaplara  göre 500 yılda bir debinin geldiği tahmin ediliyor." dedi.
 DSİ ve Karayolları tarafından yeteri sayıda iş makinesinin bölgeye  sevkinin devam ettiğini vurgulayan Eroğlu, "Hopa'da 4, Arhavi'de de bir köyümüzde  acil çalışma yapacağız. Ulaşılamayan köy ve mahallelere müdahale ediyoruz. Menfez  ve köprüler için acil çalışmalar devam ediyor. Acil olan bölgeler için prefabrik  menfezler getirilecek ve ulaşım sağlanacak" ifadelerini kullandı.
 Bakan Eroğlu, yaralıların durumunun iyi olduğunu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gelişmeleri bizzat takip ettiğini belirterek, "Acil olarak Başbakanlık tarafından 10 milyon lira gönderildi. İhtiyaç oldukça gönderilecek. Bölgedeki iş makineleri ve tüm araç gereçleri bu tarafa sevk ettik." diye konuştu.
türkiye'de artvin seli ile ilgili görsel sonucu 

türkiye'de artvin seli ile ilgili görsel sonucu

1999 - İstanbul Depremi

7.4 şiddetindeki Marmara depreminde resmi rakamlara göre 17 bin 480 insan hayatını kaybetti ... 


17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de gerçekleşen, Kocaeli/Gölcük merkezli depremi ağır kayıplara neden oldu. 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına yol açmıştır. 17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesinde, Ankara'dan İzmire kadar geniş bir alanda hissedildi. Yaklaşık 16 milyon insan, bu depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir.
Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu madddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. Depremin türkiye'nin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesi'nde meydana gelmiş ve çok geniş coğrafya'yı etkilemiş olması, ülkede büyük sıkıntılara neden olmuştur. Bu olayın meydana gelmesi sonucunda yapılan çalışmalar göstermiş oldu ki Türkiye'de deprem bilincinin yeterli seviyede olmadığı görülmüştür. Depremin bu kadar çok can kaybına yol açmasının sebebi olarak kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan binalar ve daha ucuza mal etmek için malzemeden çalanmütahitler gösterilmektedir. Yapılan analizler sonucunda raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralı, 505 sakat ve 285.211 konut'un da hasarlı olduğu tespit edilmiştir. 
Marmara depreminde yargı ve cezalar
Yapım hatalarından dolayı çöken binaların müteahhitlerine, yaklaşık 2100 dava açılmıştır. Yaşanan onca acıların sonucunda bu davaların 1800'ü hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlanmıştır. Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza verilmiş, bir çoğu ertelenerek 7.5 yıllık zaman aşımı süreleri dolduğu için zaman aşımına uğramış ve düşmüştür.

Düzce Ersoy Apartmanı: 36 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.
Düzce Ömür Hastanesi: 11 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.
Yalova Ceylankent Sitesi: 98 kişi öldü, 2 sanığa verilen hapis cezaları ertelendi.
Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi.
Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, 5 sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi.
Can Göçer ve Zafer Çoşkun: Veli Göçer'in oğluyla ortağı yakalanamadığı için haklarındaki dava zaman aşımına girdi.
Sakarya: 695 davadan 5 kişiye ceza çıktı.
Kocaeli: 600 dava açıldı, 12 kişi 10'ar ay hapis cezası aldı.6'sının cezası infaz edildi, 6'sı için süre istendi.
Yalova: 173 dava açıldı, hemen hemen tamamı sonuçlandı. Ceza aldığı bilinen tek isim Veli Göçer 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edildi.
Düzce: Yaklaşık 220 dava açıldığı sanılıyor. Yargılamaların sonucunda hiç kimse cezaevine girmedi.
türkiye'de 1999 depremi ile ilgili görsel sonucu 
türkiye'de 1999 depremi ile ilgili görsel sonucu

Ormanlar Hakkında İlginç Bilgiler

Tüm Avrupa'da 12 bin tür bitki var. Türkiye'de ise 9000.

Dünyada her yıl 16 milyon hektar orman alanı yanmaktadır. (82 Nijerya kadar)

Son 30 yılda dünya orman örtüsünün beşte biri yok oldu.

Yetişmiş bir ağaç günde 17 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor ve 22.5 kilogram karbondioksiti yok ediyor.

Dünyadaki kağıt tüketiminin yarısı geri kazanılsa, her yıl 8 milyon hektar orman alanı korunabilir.
 Dünyamız dakikada 21 hektar orman alanı kaybediyor.

Son 30 yılda dünya orman örtüsünün beşte biri yok oldu.

Her yıl doğaya 7 ağaç borcumuz var!

Çünkü;

Bir yıl içinde, kullandığımız kağıt- kartonlar ve ayrıca yaşamsal ihtiyaçlarımız için 7 adet ağacı tüketiyoruz.

Bir avrupalı yılda ortalama olarak 300 kg. Kağıt ve kağıt ürünleri tüketmektedir.

Dünyada her yıl kağıt tüketiminin yarısı geri kazanılsa,

Türkiye büyüklüğünde bir ormanlık alan yok olmaktan kurtarılmış olur.

ormanlar hakkında ilginç bilgiler ile ilgili görsel sonucu   

ormanlar hakkında ilginç bilgiler ile ilgili görsel sonucu

15 Ekim 2017 Pazar

Türkiye'de Gidilebilecek Yerler

  • Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunan ve içinde Kommagene Krallığı'nın antik kentini barındıran milli park içerisinde, aslan ve kartal heykellerinin arasinda 7 metreye varan dev heykeller bulunuyor. Bölge, tarih meraklıları için ideal.
  •   

  • Dev heykeller mekanı Nemrut   
  •   
  • Karadeniz'in şirin kasabalarindan olan Amasra, sakin bir tatil isteyenler için ideal bir mekan. Doğal güzelliklerinin yanı sıra, kalesi, müzesi ve Cenova şatosuyla tarihi bir tur da yapabilirsiniz.
  • Doğayla iç içe bir kasaba  
Bir İç Anadolu şehrinde de sizi şaşırtacak şeyler olabilir. Şehrin merkezinden geçen Yeşilırmak'ın kenarında sıralanan ve geleneksel Osmanlı evinin bütün özelliklerini bünyesinde taşıyan Amasya evleri bu şehri görmek için iyi bir neden.

Amasya'nin nehir guzelleri   

İstanbul'da yaşıyorsanız yakın yerlere kaçmak istersiniz. İşte; tarihi Polonezköy, iki akarsu arasında kalan şirin mekan Ağva veya İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakası Karadeniz girişinde yer alan Anadolu Feneri önerebileceğimiz mekanlar.

İstanbul'a nefes aldıran yerler  

Tatilde herkes farklı yerleri tercih eder. Eğer kaplıca seçeneğinden yanaysanız, İnegöl'e 27 km. uzaklıktaki Oylat Kaplıcaları'nı tercih edebilirsiniz. Orman içindeki mekan, size hem yeşilin en güzelini hem de şifalı sularını sunuyor.

Hem kaplıcası hem yeşili  

Tortum'a 35 km. uzaklıktaki şelale, 48 metrelik yüksekliği ile Asya ve Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise üçüncü büyüklükteki şelalesi olarak biliniyor.


Erzurum'da bir şelale  

Alaçatı, her milletten sörfçünün akın ettiği yerlerin başında geliyor. Hem rüzgarıyla yılın tüm zamanlarında sörf yapma imkanı tanıyor hem de doğal güzellikleri, mimarisi ve yetiştirilen doğal ürünleriyle sizi bekliyor.  
Dünyanın sörfçüsü burada  


Fethiye'ye bağlı Öludeniz'de, dünyanın en güzel kumsalında denize girebilir, Kelebekler Vadisi ve Gemiler Adası'nı görebilir, Babadağ'dan yamaç paraşütü yapabilirsiniz.

Denizi de doğası da eşsiz  

Fethiye-Antalya arasındaki 18 km. uzunluğundaki Saklıkent, olağanüstü güzellikler sunan bir vadi olarak karşımıza çıkıyor. İlerlemek için kayalara tırmanacağınız mekan size farklı bir deneyim sunacak.

Kanyonda sürpriz yolculuk  

Konya, tarihi ve kültür mirası ile tam bir açık hava müzesi. Hz. Mevlana'nın iklimini hissetmek, onu yaşamak isteyenler yolunu muhakkak bu kente düşürmeli.

Konya'yı görmeden asla 

Daha gidebileceğiniz çok yer var . Bunların hepsi maalesef burada değil . Ben sadece bir kaç yeri gösterebildim ...



Türkiye'de Yaşanan Hortum Kavramı

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde denizde oluşup karaya ilerleyen hortum hem korkuttu hem hortum sayısındaki artışı düşündürttü. Uzmanlara ...